New Requirements for OTTs in Turkey

The Amendment Law on the Media Law and Other Laws (“Amendment Law”) was published in the Official Gazette on 18 October 2022.

The Amendment Law incorporated significant amendments to the Electronic Communications Law w. no. 5809 (“Electronic Communications Law”) and adds the definition of the “over-the-top service” (“OTT”) as “interpersonal electronic communication services within the scope of audio, written and visual communication, presented (i) to subscribers and users with internet access, (ii) independently from the operators or the provided internet service, (iii) via a software open to the public”.

With the amendments, OTT service providers are included to the service providers that are required to obtain authorization from the regulator body of the telecommunication in Turkey, the Information Technologies and Communication Authority (“Authority”).

It is also regulated that OTT service providers must carry out their activities through their fully authorized representatives, that must be incorporated under Turkish Commercial Code as a joint stock or limited liability company in Turkey.

Further, depending on the presented OTT service’s nature, OTT service providers will be deemed as “operators” in terms of regulated rights and obligations under the Electronic Communications Law.

Additionally, in cases of incompliance, the Amendment Law regulates that the Authority may:

  • Take all types of measures in order to prevent the OTT services to be presented to users,
  • Imply administrative fine between TRY 1.000.000 to TRY 30.000.000 (approx. EUR 54.020 up to 620.600) against the OTT service providers that do not fulfil the obligations under the Electronic Communications Law or provide services without authorization.
  • Reduce the internet traffic bandwidth of OTT service providers up to 95% or block access to the application/website, if the administrative fine is not paid and the legislative obligations are not fulfilled; or if OTT service is provided without authorization, within the 6 months of the date the Authority notifies the OTT service provider.

This recent regulation for OTT services is quite broad and the details regarding authorization types and authorization steps are not yet published. The Authority is expected to provide the details related to authorization for OTT services in the coming days.

Authors: Burak Özdağıstanli, Sümeyye Uçar, Bensu Özdemir


Şebekeler Üstü Hizmet Sağlayıcılara Getirilen Yükümlülükler

Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Değişiklik Kanunu”) 18 Ekim 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı.

Değişiklik Kanunu, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na (“Elektronik Haberleşme Kanunu”) önemli değişiklikler getirerek “şebekeler üstü hizmet”i, “İnternet erişimine sahip abone ve kullanıcılara, işletmecilerden veya sağlanan internet hizmetinden bağımsız olarak kamuya açık bir yazılım vasıtası ile sunulan; sesli, yazılı, görsel iletişim kapsamındaki kişiler arası elektronik haberleşme hizmetleri” olarak tanımlamaktadır.

Değişikliklerle birlikte şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar, Türkiye'de telekomünikasyon sektöründe düzenleyici kurum olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'ndan (“Kurum”) yetki alması gereken hizmet sağlayıcılar arasında yer almaktadır.

Ek olarak, şebekeler üstü hizmet sağlayıcıların, faaliyetlerini Türkiye'de, Türk Ticaret Kanunu'na göre anonim veya limited şirket olarak kurulmuş tam yetkili temsilcileri aracılığıyla yürüteceği de düzenlenmektedir.

Ayrıca, sunulan şebekeler üstü hizmetin niteliğine bağlı olarak şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar, Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında düzenlenen hak ve yükümlülükler bakımından “işletmeci” olarak kabul edilecektir.

Bununla birlikte, Değişiklik Kanunu’yla getirilen düzenleme ile, şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar tarafından yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi durumunda Kurum;

  • Şebekeler üstü hizmetlerin kullanıcılara sunulmasını engellemek için her türlü önlemi alabilir;
  • Düzenlemelerde öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeyen veya yetkilendirilmeksizin hizmet sunan şebekeler üstü hizmet sağlayıcılara 1.000.000 Türk Lirasından 30.000.000 Türk Lirasına kadar idari para cezası verebilir;
  • İdari para cezasını süresinde ödemeyen ve Kurumca yapılacak bildirimden itibaren altı ay içerisinde Kurum düzenlemelerinde öngörülen yükümlülükleri yerine getirmeyen veya yetkilendirilmeksizin hizmet sunan şebekeler üstü hizmet sağlayıcısının internet trafiği bant genişliğinin %95’ine kadar daraltılmasına veya ilgili uygulama/internet sitesine erişimin engellenmesine karar verebilir.

Şebekeler üstü hizmetlere yönelik bu düzenleme oldukça geniş olmakla birlikte yetkilendirme türleri ile yetkilendirme adımlarına ilişkin detaylar henüz yayımlanmamıştır. Şebekeler üstü hizmetler kapsamında yetkilendirme ile ilgili detayların önümüzdeki günlerde Kurum tarafından duyurulması beklenmektedir.

Yazarlar: Burak Özdağıstanli, Sümeyye Uçar, Bensu Özdemir


Trabis Starts Its Operations

For many years, the allocation and transactions of ".tr" domain names have been carried out by the Middle East Technical University (“METU”) through the Nic.TR system. With the Regulation on Internet Domain Names, which was put into effect by the Ministry of Transport and Infrastructure, this authority and duty has been given to the Information Technologies and Communication Authority (“BTK”). Thereupon, METU transferred the management of “.tr” domain names to BTK with an agreement signed on December 21st, 2018. The agreement regulated that the Nic.TR system would be closed in 2020 and the .tr Network Information System (“TRABIS”) would replace it.

On March 23rd, 2020, Nic.TR system was closed to applications and renewals. During the transition period, i.e., until TRABIS goes into operation, operators called "registry operators", who have signed contracts with Nic.TR management, carries out the allocation processes. The Nic.TR system will be closed simultaneously with TRABIS' activation, and after TRABIS becomes operational, the registry operators will carry out relevant transactions through TRABIS.

On August 19th, 2022, BTK made a press release on TRABIS' operations. According to BTK’s statement, TRABIS will start its operations on September 14th, 2022.

With TRABIS starting its operations; the articles in the Regulation on Internet Domain Names, the Communiqué on Internet Domain Names and the Communiqué on Dispute Resolution Mechanism for Internet Domain Names, which have not entered into force yet - will enter into force.

Within the scope of the legislation that will come into force, domain names transactions such as application, renewal, cancellation and transfer will be carried out by the "Registry Agencies" that have been granted a certificate by BTK. Further, the sale of “.tr” domain names, which is currently prohibited, can be carried out 3 years after TRABIS becomes operational.

In addition to these, an alternative dispute resolution mechanism has been determined for the “.tr” domain names disputes. It is regulated that the resolution processes of domain name allocation disputes will be carried out by arbitrators or arbitration committees . However, it will not be possible to apply to this mechanism for the domain names that were allocated before TRABIS became operational.

Lastly, according to the press release and within the scope of the aforementioned legislation, the allocation of “net.tr”, “org.tr” and “com.tr” domain names will be carried out with the “first come, first served” principle, without any documents and in the order of application time. In the determination of first comer, the time when the domain name application is received by TRABIS will be taken into consideration. Users may benefit from the TRABIS Pre-Order Service offered by METUnic, which was established by METU and operates as the registry operator of Nic.TR.


Trabis Faaliyete Başlıyor

Türkiye’de ".tr" uzantılı alan adlarının tahsis ve işlemlerini, uzun yıllardır Orta Doğu Teknik Üniversitesi (“ODTÜ”), Nic.TR sistemi aracılığıyla yürütmekteydi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yürürlüğe konan İnternet Alan Adları Yönetmeliği ile bu yetki ve görev, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (“BTK”)'na verilmiştir. Bunun üzerine ODTÜ, 21 Aralık 2018 tarihinde imzaladığı sözleşme ile ".tr" uzantılı alan adları yönetimini BTK’ya devretmiştir. Sözleşmede 2020 yılında Nic.TR sisteminin kapatılıp bu sistem yerine .tr Ağ Bilgi Sisteminin (“TRABİS”) faaliyete geçeceği düzenlenmiştir.

Nic.TR sistemi, 23 Mart 2020 tarihinde başvuru ve yenilemelere kapatılmıştır. TRABİS faaliyete geçene kadarki geçiş döneminde tahsis işlemleri, Nic.TR yönetimi ile sözleşme imzalayan “kayıt operatörleri” adı verilen operatörler aracılığıyla yürütülmektedir. Nic.TR sistemi, TRABİS’in faaliyete geçmesiyle eş zamanlı olarak kapanacak olup TRABİS faaliyete geçtikten sonra ise, kayıt operatörleri ilgili işlemleri TRABİS üzerinden yapacaktır.

19 Ağustos 2022 tarihinde, BTK tarafından, TRABİS’in faaliyete başlaması ile ilgili basın açıklaması yapılmıştır. Bu açıklamaya göre TRABİS’in 14 Eylül 2022 tarihinde devreye alınması kararlaştırılmıştır.

TRABİS’in faaliyete geçmesi ile birlikte; İnternet Alan Adları Yönetmeliği, İnternet Alan Adları Tebliği ve İnternet Alan Adları Uyuşmazlık Çözüm Mekanizması Tebliğinde yer alan ve daha önce yürürlüğe girmemiş olan maddeler yürürlüğe girecektir.

Yürürlüğe girecek olan mevzuat kapsamında başvuru, yenileme, iptal ve devir gibi alan adları ile ilgili işlemler, BTK tarafından faaliyet belgesi verilen “Kayıt Kuruluşları” tarafından yürütülecektir. Halihazırda satışı yasak olan ”.tr” uzantılı alan adlarının satış işlemleri ise, TRABİS’in faaliyete geçmesinden 3 yıl sonra gerçekleştirilebilecektir.

Bunlara ek olarak, “tr” uzantılı alan adları uyuşmazlıkları için mahkemelere alternatif bir uyuşmazlık çözüm mekanizmasının belirlenmiştir. Bu kapsamda, alan adı tahsisine ilişkin yaşanan ihtilafların çözüm süreçlerinin hakemler veya hakem heyetleri vasıtasıyla yürütüleceği öngörülmüştür. Ancak TRABİS’in faaliyete geçmesinden önce tahsis edilmiş olan alan adları için, alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmasına başvuru yapılamayacaktır.

Son olarak, basın açıklamasına göre, söz konusu mevzuat kapsamında “net.tr”, “org.tr” ve “com.tr” uzantılı alan adlarının tahsisi “ilk gelen alır” ilkesi kapsamında herhangi bir belge talep edilmeden, zaman açısından öncelikli başvuru sırasına göre gerçekleştirilecektir. İlk gelenin tespitinde, alan adı başvurusunun TRABİS’e ulaştığı zaman kaydı esas alınacaktır. Bu kapsamda kullanıcıların, ODTÜ tarafından kurulan ve Nic.TR’nin kayıt operatörü olarak faaliyet gösteren METUnic’in sunduğu TRABİS Ön Sipariş Hizmeti’nden faydalanmaları mümkündür.


Revocation of The Trademark Due to Non Use

Turkish legislation provides that the revocation of a registered trademark is a consequence of the legal issues that occurred concerning the trademark owner. Trademark revocation initiates in case of misleading use or non-use of the trademark owner.

Reasons for revocation of the trademark are stated restrictively in the Article 26/1 of the Turkish Industrial Property Law with numbered 6769 (“IP Law”). The first reason for revocation that is stated in the Article 26, refers to the Article 9 of the IP Law. Article 9 addresses that “if within five years following the date of registration, the trademark doesn’t have genuine use in Turkey by the trademark owner in connection with the goods or services in respect of which it is registered, or if such use has been suspended during an uninterrupted period of five years, the trademark shall be revoked unless there are proper reasons of non-use.” Therefore, the reasons that occurred after the registration of the trademark and were not present at the time of registration will be subject to the revocation request of the trademark.

Use of the trademark constitutes a prerequisite for the registration of the trademark. As stated in the Article 9 of the IP Law, in order for the trademark to be within the scope of the legal protection that occurs from the registration, it is necessary to use the trademark. The purpose of this requirement is to prevent unnecessary narrowing of the scope of phrases that can be registered as a trademark and also to prevent the unused trademark from being registered in the Turkish Patent and Trademark Office’s (“TürkPatent”) trademark registry system.

1. REVOCATION REQUEST

  • Since the reasons for revocation occurs after the registration, primarily, the trademark needs to be registered trademark in TürkPatent’s trademark system.
  • In case of non-use of the trademark for 5 years or suspension of the use of the trademark for 5 years, it is possible to request revocation.
  • There isn’t an explicit definition of “genuine use of the trademark” in Article 9 of the IP Law. However, the Supreme Court explain the genuine use in its decision as such: “the decision regarding is approved… due to the fact that genuine use has not been proofed in such a way that creates a market or to protect the existing market, in accordance with the essential functions of the trademark and in such a way as to guarantee the identity of the basis of for the related services”. (Supreme Court 11. Civil Chamber’s Decision with numbered 2011/15244 and dated 2011/11201)

Also, European Court has ruled that with the AJAX decision dated 2003, “there is genuine use of a trademark where the mark is used in accordance with its essential function, which is to guarantee the identity of the basis of the goods and services for which it is registered, in order to create or preserve a market for those goods or services”.

Within this scope, it is clear that to have protection that is granted by the registration, genuine use is essential and genuine use must be convenient for goods and services that are in accordance with the fundamental usage of the trademark.

Whether the trademark has serious use or not was not seriously followed in the past. However, nowadays, in the case of the revocation of the trademark, examinations are being conducted regarding whether the trademark owner has a serious use of the trademark for related services.

To examine this situation, proof of use request is regulated in the Article 19/2 of the IP Law. Proof of use request also can be requested with objections made within the scope of Article 6/1. For the trademark to be the subject of a proof of use request, five (5) years must have been completed since the date of registration.

The applicant must notify TürkPatent regarding the proof of use request explicit and written within one (1) month which is also a duration to submit the opposition against publication.

2. COMPETENT AUTHORITY

IP Law regulates that the relevant persons may request revocation of the trademark from TürkPatent in circumstances. However, the effective date of the provision regarding the revocation process is set as 10.01.2024. As a consequence of that, revocation cases are handled by the local courts until 10.01.2024, and after that date, TürkPatent will have the authority.

In the transitional Article 4/2 of the IP Law, it has been determined that the ongoing cases related to the revocation of the trademark, which are handled by the local courts will be authorized to initiate proceedings.

3. DURATION

Reasons for revocation may occur any time after the registration of the trademark. If the trademark is not used continuously for five (5) years, the revocation request can be demanded in the revocation cases filed due to the non-use of the trademark. The five (5) year period will be examined backward from the date of the case. Therefore, starting with the registration of the trademark, at least 5 years must be passed.

4. RESULTS

After the cancellation request is submitted, the burden of proof passes to the trademark owner. The trademark owner is required to make a defense regarding the use of the trademark and must present every piece of evidence that proves the trademark is being used. Since the trademark owner is obliged to prove, the trademark owner must separately prove which sub-classes also have a serious use.

Within the scope of defense and presented evidence, until 10/01/2024, which is the date that the TürkPatent will be authorized, the court will consider revocation requests in the written trial procedure according to the Code of Civil Procedure.

The court may rule on such decisions, as the refusal of revocation request, revocation of the trademark, or partially revocation of the trademark in terms of its registered goods and services.

After the finalization of the revocation decision, the trademark is revoked from TürkPatent’s trademark registry system and the revocation publishes in the Trademark Bulletin. The IP Law states that, until 10.01.2024, if the Court rules revocation of the trademark, the revocation decisions are sent to the TürkPatent ex officio.

Authors: Hatice Ekici Tağa, Öykü Su Sabancı


Markanın Kullanmama Nedeniyle İptali

Türk hukukunda tescilli bir markanın iptali, markanın tescilinden sonra marka sahibi nezdinde ortaya çıkan yasal sebepler sonucunda söz konusu olmaktadır. Marka sahibinin, yanıltıcı, yanlış bir hareketi veya hareketsizliği sonucunda talep üzerine marka iptal edilmektedir.

Markanın iptal sebepleri 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) md. 26/1’de sınırlı sayıda sayılmıştır. SMK 26/1’de ilk iptal sebebi olarak SMK md. 9’a atıf yapılmaktadır. SMK md. 9’da ise “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.” şeklinde bir açıklama yer almaktadır. Markanın tescil edildiği sırada olmayan ancak sonradan ortaya çıkan sebepler sonucunda meydana gelmekte ve iptal talebine konu olabilmektedir.

Markanın kullanımı, markanın tescili için bir yükümlülük olarak sayılmaktadır. SMK md. 9’da düzenlendiği üzere markanın tescilden doğan bir hukuki koruma kapsamında olabilmesi için o markanın kullanılması gerekmektedir. Bu gerekliliğin amacı ise, marka olarak tescil edilebilecek ibarelerin kapsamının gereksiz bir şekilde daraltılmasını ve kullanılmayan markanın sicilde kayıtlı durmasını önlemektir.

1. İPTAL TALEBİ

  • İptal sebepleri tescilden sonra ortaya çıkan sebepler olduğundan, marka öncelikle Türk Patent ve Marka Kurumu (“TürkPatent”) nezdinde tescilli bir marka olmalıdır.
  • Markanın tescil tarihinden itibaren beş (5) yıllık süre ile kullanılmaması veya kullanımına beş (5) yıllık süre ile ara verilmesi halinde iptalinin talebi mümkün olmaktadır.
  • SMK md.9’da yer alan markanın ciddi kullanımı hakkında net bir tanım yapılmamıştır. Ancak Yargıtay tarafından markanın ciddi olarak kullanılması gerektiği şu şekilde belirtilmiştir: “…ilgili hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla markanın temel işlevine uygun olarak anılan hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde ciddi biçimde gerçekleşen kullanımın ispat edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar, … onanmıştır.” (Yargıtay 11. HD’si 17.11.2011 tarihli 2011/11201 E. 2011/15244 K.)

Avrupa Birliği Mahkemesi tarafından ise ciddi kullanım kavramı 2003 tarihli AJAX kararında “bir markanın ciddi kullanımı, söz konusu markanın, tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak veya mevcut pazarı korumak amacıyla temel işlevine uygun olarak söz konusu mal veya hizmetlerin menşe kimliğini garanti edecek şekilde kullanılması halinde söz konusu olur.” şeklinde açıklanmaktadır.

Bu açıklamalar doğrultusunda markanın tescilden doğan hukuki koruma kapsamında olabilmesi için ciddi bir kullanımının olması gerektiği ve söz konusu ciddi kullanımın da markanın temel işlevine uygun mal ve hizmetlere yönelik olması gerektiği anlaşılmaktadır.

Markanın ciddi kullanımının olup olmaması, geçmişte ciddi bir şekilde takip edilmemekteydi. Ancak günümüzde, markanın iptali davasında, marka sahibinin markayı mal ve hizmetlerine yönelik olarak ciddi bir şekilde kullanımının olup olmadığı inceleme konusu olmaktadır.

Bu durumun incelenmesi için SMK md. 19/2 ‘de kullanım ispatı talebi yer almaktadır. Kullanım ispatı talebi, SMK md. 6/1 kapsamında yapılan itirazlarda da talep edilebilmektedir. Markanın kullanım ispatı talebine konu olabilmesi için tescil tarihinden itibaren beş (5) yıl geçmiş olması gerekmektedir.

Başvuru sahibi, kullanım ispatı talebini yayıma itiraza karşı görüş sunması gereken bir (1) aylık süre içerisinde açık ve yazılı bir şekilde TürkPatent’e bildirmelidir.

2. YETKİLİ MAKAM

SMK hükümlerinde iptal prosedürüne ilişkin, ilgili kişilerin belirlenen hallerde TürkPatent’ten markanın iptalini isteyebileceği düzenlenmiştir. Ancak söz konusu idari iptal prosedürüne ilişkin hükmün yürürlük tarihi 10.01.2024 olarak belirlenmiştir. Bunun sonucu olarak iptal davalarına 10.01.2024 tarihine kadar mahkemelerce bakılacak olup, 10.01.2024 tarihinden sonra ise TürkPatent tarafından iptal davalarına bakılacaktır.

SMK geçici md. 4/2’de yürürlük tarihinde görülmekte olan markanın iptaline ilişkin davaların halihazırda bakmakta olduğu mahkemeler tarafından sonuçlandırılacağı belirlenmiştir.

3. SÜRE

İptal halleri markanın tescilinden itibaren her süreçte ortaya çıkabilecek sebeplerdir. Kullanmamaya bağlı açılan iptal davasında, markanın kesintisiz olarak beş yıl kullanılmaması halinde iptal talebi ileriye sürülebilecektir. Beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru incelenecektir. Dolayısıyla, markanın tescilinden itibaren beş yıllık sürenin de geçmiş olması gerekmektedir.

4. SONUÇLARI

İptal talebi ileri sürüldükten sonra, ispat yükü marka sahibine geçmektedir. Marka sahibinin söz konusu markayı kullandığını kanıtlayan savunmayı yapması ve bununla ilgili gerekli delilleri sunması gerekmektedir. İspat yükü marka sahibinde olduğundan, marka sahibinin hangi alt sınıflar bakımından da ciddi kullanımının olduğunu ayrı ayrı ispatlaması gerekmektedir.

Yapılan savunma ve sunulan deliller çerçevesinde TürkPatent’e yetkinin geçeceği tarih olan 10.01.2024’e kadar olan dönemde iptal talepleri mahkemeler tarafından HMK hükümleri uyarınca yazılı yargılama usulüne uygun olarak kullanılmaktadır.

Mahkemeler, iptal davasında markanın iptal talebinin reddine, markanın iptaline veya markanın tescilli olduğu mal ve hizmetler yönünden kısmen iptaline karar verebilir.

Markanın iptaline ilişkin kararın kesinleşmesi sonucunda, marka sicilden terkin edilir ve Marka Bülteni’nde yayınlanır. 10.01.2024 tarihine kadar, mahkemelerin markanın iptaline hükmetmesi halinde, karar kesinleştikten sonra mahkemelerin resen TürkPatent’e göndereceği düzenlenmiştir.

Yazarlar: Hatice Ekici Tağa, Öykü Su Sabancı


Proposal for the Amendment of the Press Law

On 26/05/2022, a proposal numbered 2/4471 on the Amendment of the Press Law and Other Laws, consisting of 40 articles, was submitted to the Presidency of the Grand National Assembly of Turkey. Justification for this proposal was stated as internet leaving other mass media tools behind and bringing the concept of "social media" to the center of the public, facilitating news and information access, providing fast access and wide sharing and a suitable environment for 'fake news and disinformation'.

If the proposal in question is approved, internet news websites will be included in the scope of the Press Law w. No. 5187 and will be considered as periodical publications. In the proposal, similar to the periodical publications, submission of declarations, criminal and legal liability, right of correction and reply, the judicial procedure and the authority the declarations will be submitted to, are regulated for internet news websites.

In addition, the press card practice, which is currently regulated under the Press Card Regulation, is planned to be added to the Press Law. With this change, it is aimed that the employees of internet news websites can also obtain press cards and work in accordance with the provisions of the Press Law.

Further, it is proposed to make it mandatory to have the news websites’ commercial information and the hosting provider’s information clearly on the website, and to specify contents’ first publication date with a method that will not allow the date to be changed. Thus, it is aimed to make date determinations possible in terms of responsibilities arising from the content.

Moreover, it is regulated that the contents published on the internet news websites shall be kept for two years, and if it is subject to investigation and prosecution, until the conclusion of this process.

With the proposal, internet news websites are also included in the legislation regarding the publication of official announcements. Parallel to this, the term "internet news website" is added to the different regulations related to newspapers.

An independent type of crime is added to the fifth chapter "Crimes Against Public Peace" of the Turkish Penal Code w. No. 5237, with the title "spreading misleading information to the public". For the crime, intent, false information, special qualifications and suitability for action will be sought. As a punishment for this crime, imprisonment from 1 year to 3 years is proposed.

With an article to be added to the Law No. 5651, known as the Internet Law, it is regulated that the Access Providers Association may send their notifications related to the decisions to remove the content and/or block access, to the relevant content or hosting provider’s email address.

In addition, crimes related to state intelligence are added to the catalog crimes for which the decision to remove the content and/or block access can be made regarding the content on the internet, and the distinction between domestic and foreign content and hosting providers regarding to remove the content and/or block access decisions is removed. In addition, if the decision to remove the content and/or block access is not fulfilled, natural and legal persons in Turkey will be prohibited to provide advertisement for up to six months to a foreign social network provider, and to establish a new contract with a foreign social network provider and transfer money related to the contract; and further, the relevant court will be able to reduce the bandwidth of internet traffic by fifty percent until the decision is fulfilled.

Regarding social network providers, the representatives of the providers whose daily access from Turkey is more than one million will be required to be a resident of Turkey, besides the existing obligation to be a Turkish citizen.

If the proposal passes, the legal entity representatives of social network providers with daily access to more than ten million from Turkey will have to be a branch in the form of a capital company. The natural or legal person representative shall be fully authorized and responsible technically, administratively, legally and financially, without prejudice to the responsibilities of the social network provider. In addition, if the information related to the catalog crimes is not provided to the judicial authorities upon request, the internet bandwidth of the provider may be reduced by ninety percent. Segregation of services specific to children is also regulated.

Finally, amendments to the Electronic Communications Law No. 5809 are made regarding the internet-based services known as Over-The-Top (OTT), which are not subject to a specific legislation in Turkey, which makes way for the Information Technologies and Communications Authority to establish necessary regulations and relevant measures.

Authors: Hatice Ekici Tağa, Sümeyye Uçar, Şevin Nural


Basın Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi

26/05/2022 tarihinde, TBMM Başkanlığı’na, Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 40 maddeden oluşan 2/4471 Esas numaralı bir kanun teklifi sunulmuştur. Kanun teklifine, internetin popülerliği neticesinde diğer kitle iletişim araçlarını geride bırakması, internetin "sosyal medya" kavramını toplumsal yaşamın merkezine taşımış olması, internetin haber ve bilgiye erişimini kolaylaştırması, hızlı erişim ve geniş paylaşım kolaylığı sağlaması, ‘yalan haber ve dezenformasyon’ suçlarına elverişli ortam sunması gibi durumlar gerekçe olarak gösterilmiştir.

Söz konusu teklifin onaylanması halinde internet haber siteleri, 5187 sayılı Basın Kanunu kapsamına alınarak süreli yayın olarak değerlendirilecektir. Teklifte internet haber siteleri ile ilgili olarak süreli yayınlara benzer şekilde beyanname verilmesi, cezai ve hukuki sorumluluğu, düzeltme ve cevap hakkı, tabi olacakları yargılama usulü ve beyannamelerin verileceği mercii düzenlenmiştir.

Bununla birlikte, halihazırda Basın Kartı Yönetmeliği ile düzenlenen basın kartı uygulamasının Basın Kanunu’na eklenmesi planlanmıştır. Bu değişiklikle, internet haber siteleri çalışanlarının da basın kartı alabilmesi ve yine Basın Kanunu hükümlerine göre çalışmaları hedeflenmektedir.

Ek olarak, haber sitelerinin ticari bilgilerinin ve yer sağlayıcının bilgilerinin sitede açıkça yer alacak şekilde bulundurulmasının ve sitede yer alan içeriğin internette ilk kez sunulmaya başlandığı tarihin, her erişildiğinde değişmeyecek şekilde içeriğin üzerinde belirtilmesinin zorunlu hale getirilmesi teklif edilmektedir. Böylece, içerikten doğacak sorumluluklar açısından tarih tespitinin mümkün hale getirilmesi amaçlanmaktadır.

Ayrıca, internet haber sitesinde yayınlanan içeriklerin iki yıl süreyle, soruşturma ve kovuşturma konusu ise sonuçlanana kadar muhafaza edilmesi düzenlenmiştir.

Teklifle, resmi ilanların yayınlanması düzenlemesine internet haber siteleri de dahil edilmektedir. Buna paralel olarak, farklı kanunlarda yer alan ve gazetelere ilişkin olan düzenlemelere “internet haber sitesi” ifadesi eklenmektedir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun "Kamu Barışına Karşı Suçlar" başlıklı beşinci bölümünde "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" başlığıyla müstakil bir suç tipi eklenmektedir. Paylaşımda bulunan kimsede özel kast, gerçeğe aykırı bilgi, özel nitelik ve eylemde elverişlilik şartları aranmaktadır. Suçun cezası olarak ise, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası teklif edilmektedir.

İnternet Kanunu olarak bilinen 5651 sayılı kanuna eklenecek madde ile Erişim Sağlayıcıları Birliği’nin içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararlarını, ilgili içerik veya yer sağlayıcının elektronik posta adreslerine bildirebileceği düzenlenmektedir.

Bununla birlikte, internet ortamındaki içeriklerle ilgili olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilebilecek katalog suçlara, devlet istihbaratı ile ilgili suçlar eklenmekte ve kararların verilmesi ile ilgili olarak yurt içinde-yurt dışında bulunan içerik ve yer sağlayıcıları arasındaki ayrım kaldırılmaktadır. Ayrıca içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmemesi halinde Türkiye’deki gerçek ve tüzel kişilerin yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıya altı aya kadar reklam vermesi, yeni sözleşme kurulması ve buna ilişkin para transferi yapılması yasaklanabilecek; ayrıca karar yerine getirilene kadar internet trafiği bant genişliğinin yüzde elli oranında daraltılması ilgili hakimlikten talep edilebilecektir.

Sosyal ağ sağlayıcılar ile ilgili olarak Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan sağlayıcıların temsilcilerinin Türk vatandaşı olma zorunluluğunun yanında Türkiye’de mukim olma şartı getirilmektedir.

Teklifin kanunlaşması halinde, Türkiye'den günlük erişimi on milyondan fazla olan sosyal ağ sağlayıcılarının tüzel kişi temsilcilerinin sermaye şirketi şeklinde bir şube olması zorunlu olacaktır. Gerçek veya tüzel kişi temsilci, sosyal ağ sağlayıcının sorumlulukları saklı kalmak kaydıyla teknik, idari, hukuki ve mali yönden tam yetkili ve sorumlu olacaktır. Ek olarak, katalog suçlarla ilgili talep edilen bilgilerin adli mercilere verilmemesi halinde internet bant genişliğinin yüzde doksan oranında daraltılması talep edilebilecektir. Çocuklara özgü hizmetlerin ayrıştırılması ayrıca düzenlenmektedir.

Son olarak, Türkiye'de belirli bir mevzuata tabi olmayan ve Over-The-Top (OTT) adı ile bilinen internet tabanlı hizmetler ile ilgili olarak 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nda değişiklik yapılarak, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından gerekli düzenlemelerin yapılmasının ve ilgili tedbirlerin alınmasının yolu açılmaktadır.

Yazarlar: Hatice Ekici Tağa, Sümeyye Uçar, Şevin Nural


Turkish Competition Authority's Final Reporton The E-Marketplace Platform Sector Inquiry

The Turkish Competition Authority (“Authority”) has started a sector inquiry on 11 June 2020, regarding the online shopping trend increasing as a result of technological developments and digitalization and determine and find solution to the competition problems that have arisen or may arise in the e-commerce sector.

The Authority published a Preliminary Report about this sector inquiry on 7 May 2021 (” Preliminary Report"). The Preliminary Report determined the development of e-commerce and e-commerce marketplaces and competitive problems related to them, and also included policy recommendations.

Along with the clarification of the findings in the Preliminary Report, the Authority published the Final Report of the sector inquiry on 14 April 2022 ("Final Report”)

A. SCOPE 

With the Final Report, competition problems and policy recommendations - occurred as a result of public opinions and developments in the market since the publishing of the Preliminary Report - are concluded.

Authority examines the e-commerce marketplaces, their main economic characteristics, and the important players of the e-marketplaces. In addition to that, the Final Report also includes competition problems arising from e-marketplaces and related policy recommendations.

Final Report also reveals the accuracy of the determinations made in the Preliminary Report and the realization of the predictions as a result of these determinations. In this context, competition problems contained in the Preliminary Report are detailed in the Final Report.

B. COMPETITION PROBLEMS

Competition problems are evaluated under three main headings, in parallel with the Preliminary Report. These are:

I.     Cross-Platform Competition: Examined under the headings of Most-Favored-Customer clause (“MFN”), exclusivity, and applications that limit multiple access.

II.    Intra-Platform Competition: Examined under the headings of discrimination among sellers and unfair commercial practices.

 III. Consumer Protection: Examined under the headings of price-based concerns, consumer dependence, and data-based concerns.

The report also includes policy recommendations related to the competition problems mentioned above.

C. POLICY RECOMMENDATIONS

The Final Report is in parallel with the Preliminary Report in terms of policy recommendations.

Within this scope, based on the recommendation in the Preliminary Report regarding;

  • Strengthening the secondary legislation to eliminate uncertainties regarding the implementation of existing competition law rules”, the Authority has the opinion that reviewing and strengthening the relevant secondary legislation is appropriate for multiple reasons, such as determining the relationship between marketplaces and the seller.
  • "Implementation of the Code of Conduct of the Platform", the Authority evaluates that it is appropriate for the Ministries to implement this practice, due to need for implementation in a way that includes e-marketplaces that are not in a dominant position, based on the threshold of being in a dominant position” regulated in the Law on the Protection of Competition w. No. 4054.
  • Ex-ante regulation targeting gatekeepers”, the Authority evaluates this recommendation is accurate since this will increase the competitiveness and protect the existing competition in marketplaces.

D. CONCLUSION

As a result of the Final Report, we are expecting that the Authority will take action to solve the competition problems, and concerns on competition and apply the implementations of the relevant policy recommendations which are mentioned in the Final Report.

Click here to access the full text of the Final Report:

https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/geneldosya/e-pazaryeri-si-raporu-pdf

 

Authors: Hatice Ekici Tağa, Öykü Su Sabancı


Rekabet Kurumunun E-Pazaryeri Platformları Sektör İncelemesine İlişkin Nihai Rapor

Rekabet Kurumu (“Kurum”), yaşanan teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme sonucunda artan çevrimiçi alışveriş eğilimi ve e-ticaret sektöründe yaşanan veya yaşanabilecek rekabet sorunlarını tespit etmek ve bunlara çözüm bulmak için 11 Haziran 2020 tarihinde sektör incelemesi başlatmıştır.

Kurum, 7 Mayıs 2021 tarihinde sektör incelemesine ilişkin ön rapor yayınlamıştır (“Ön Rapor”). Ön Rapor’da e-ticaret ve e-ticaret pazaryerlerinin gelişimi ve bunlara ilişkin rekabetçi sorunlar belirlenmiş ve politika önerilerine yer verilmiştir.
Ön Rapor’da yer alan bulguların netleşmesi ile 14 Nisan 2022 tarihinde Kurum tarafından sektör incelemesine ilişkin Nihai Rapor yayınlanmıştır. (“Nihai Rapor”)

A. KAPSAMI
Ön Rapor’un yayınlanmasından itibaren oluşan kamuoyu görüşleri ve pazardaki gelişmeler sonucunda ortaya çıkan rekabet sorunları ve politika önerileri Nihai Rapor ile sonuçlanmıştır.
Kurum, Nihai Rapor’da e-pazaryerlerini, temel iktisadi özelliklerini ve e-pazaryerlerinin önemli oyuncularını incelemektedir. Bununla birlikte, Nihai Rapor’da e-pazaryerlerinden kaynaklanan rekabetçi sorunlara ve buna ilişkin politika önerilerine de yer vermektedir.
Nihai Rapor, ayrıca Ön Rapor’da yapılan tespitlerin doğruluğunu ve bu tespitler sonucundaki öngörülerin gerçekleştiğini de ortaya koymaktadır. Bu kapsamda Ön Rapor’da yer alan rekabet sorunlarına Nihai Rapor’da ayrıntılı bir şekilde yer verilmektedir.

B. REKABET SORUNLARI
Rekabet sorunları, Ön Rapor’a paralel olarak üç temel başlık altında değerlendirilmiştir. Bunlar:

I. Platformlar Arası Rekabeti Aksatabilecek Sorunlar: En çok kayrılan müşteri koşulu (“EKM”), münhasırlık ve çoklu erişimi sınırlandıran uygulamalar alt başlıklarıyla incelenmektedir.

II. Platform İçi Rekabeti Aksatabilecek Sorunlar: Satıcılar arasında ayrımcılık ve haksız ticari uygulamalar alt başlıklarıyla incelenmektedir.

III. Tüketicilere Yönelik Endişeler: Fiyat temelli endişeler, tüketici bağımlılığı ve veri temelli endişeler alt başlıklarıyla incelenmektedir.

Raporda ayrıca, yukarıda yer alan rekabet sorunlarına ilişkin politika önerileri de bulunmaktadır.

C. POLİTİKA ÖNERİLERİ
Nihai Rapor, politika önerileri bakımından da Ön Rapor ile paralel ilerlemektedir.
Bu kapsamda Ön Rapor’da yer alan;

  • “Mevcut olan rekabet hukuku kurallarının uygulanmasına ilişkin belirsizliklerin ortadan kaldırılması için ikincil mevzuatın gözden geçirilerek güncellenmesi” önerisinin, pazaryerleri ile satıcı arasındaki ilişkinin net bir şekilde belirlenmesi gibi birden fazla sebep dolayısıyla, Kurum ilgili ikincil mevzuatların gözden geçirilmesinin yerinde olacağı görüşündedir.
  • “Platform Davranış Kodu’nun uygulamaya geçirilmesi” önerisinin, 4054 sayılı Kanun’un “hâkim durumda olma” eşiği uyarınca, hâkim durumda olmayan e-pazaryerlerini de içerecek şekilde uygulanması ihtiyacı sebebiyle Kurum, Bakanlıklarca bu uygulamanın hayata geçirilmesinin uygun olduğunu değerlendirmektedir.
  • “Geçit bekçisi niteliğindeki teşebbüslerin belirlenmesi ve kaçınmakla yükümlü olduğu davranışların öncül (ex-ante) bir yasal düzenleme ile hayata geçirilmesi” önerisini Kurum, pazardaki rekabetçiliği arttıracağı ve söz konusu rekabeti de koruyacağından dolayı isabetli bulmaktadır.

D. SONUÇ
Nihai Rapor sonucunda Kurum tarafından rekabete ilişkin endişeleri ve rekabet sorunlarını giderecek şekilde harekete geçilmesinin ve Nihai Rapor’da yer verilen ilgili politika önerilerinin uygulanmasının hız kazanacağını beklemekteyiz.

Nihai Rapor’a ilişkin tam metne ulaşmak için tıklayınız:
https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/geneldosya/e-pazaryeri-si-raporu-pdf

 

Yazarlar: Hatice Ekici Tağa, Öykü Su Sabancı