5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”) uyarınca korunan eser türlerinden bir tanesi de sinema eserleridir. Sinema eseri niteliği taşıyan eserler kapsamında sinema filmi, dizi film, reklam filmi, belgesel film gibi birçok tür yer almaktadır. Söz konusu eserler meydana getirilirken bu eserlere katkı sağlayan birçok insan ile organize bir şekilde çalışılması için farklı sözleşmeler yapılmaktadır. Bu sözleşmelerden bir tanesi de sinema eserlerinde yer alan oyuncularla yapılan sözleşmelerdir.
Oyuncu kavramı, FSEK m. 80’de icracı sanatçı olarak yer almakta ve “Eser sahibinin manevi ve mali haklarına zarar vermemek kaydıyla ve eser sahibinin izniyle bir eseri özgün bir biçimde yorumlayan, tanıtan, anlatan, söyleyen, çalan ve çeşitli biçimlerde icra eden sanatçılar…” şeklinde tanımlanmaktadır.
Oyuncu yani icracı sanatçı, yapımcı ile aralarında kurulan oyuncu sözleşmesi aracılığıyla yapımcının vereceği bedel karşılığında sinema eserinde kendisine verilen rolü oynayarak bir sinema eseri icra eder ve bu icra üzerindeki bağlantılı mali haklarını ya da hakkı kullanma yetkisini yapımcıya devretmektedir. Buradan da anlayacağımız üzere, oyuncu sözleşmesinin tarafları oyuncu ve yapımcıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) ’nda veya diğer başka bir özel kanunda oyuncu sözleşmesi özel olarak düzenlenmemektedir. Bu sebeple, oyuncu sözleşmeleri isimsiz sözleşmeler arasında değerlendirilmektedir.
A. ÖZELLİKLERİ
- Oyuncu sözleşmesinin kurulması için, oyuncu ve yapımcının karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları yeterli olup başka bir şart aranmamaktadır. Bu sebeple oyuncu sözleşmeleri rızai sözleşmelerdir.
- Oyuncunun ilgili sinema eserindeki rolü oynayıp sinema eserini icra etme ve bu icra üzerinde sahip olduğu bağlantılı mali haklarını veya bunları kullanma yetkisini yapımcıya devretme borcu bulunurken, yapımcının da oyuncuya bedel ödeme borcu vardır. Sözleşmenin her iki tarafı da borç altına girdiği için oyuncu sözleşmeleri tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir.
- Oyuncunun iş görme edimi ani edimli olmadığından ayrıca bu edime karşılık bağlantılı mali haklarını devrinin de olması gerekmektedir. Oyuncunun haklar ile olan bağlantısı devirden sonra da devam edeceğinden oyuncu sözleşmesi sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşme olarak kabul edilmektedir.
- Oyuncu sözleşmesi kapsamında oyuncu yalnızca sinema eserini icra etmeyi değil, aynı zamanda sonucunu da taahhüt etmektedir. Bu yönüyle oyuncu sözleşmelerinin, iş görme sözleşmelerinden olan eser sözleşmesi niteliğini taşıdığı düşünülmektedir.
- Oyuncu sözleşmesinde yer alan hükümler, çoğunlukla yapımcı tarafından önceden ve tek taraflı olarak hazırlanmaktadır ve farklı sözleşmelerde de aynı hükümler yer almaktadır. Bu hükümlerin genel işlem koşulu niteliğine sahip olduğu görüşü hakimdir ve bu nedenle, TBK m. 20-25 arasında yer alan hükümler uygulama alanı bulmaktadır.
B. UNSURLARI
Oyuncu sözleşmesinin dört unsuru bulunmaktadır. Bu unsurlar:
- FSEK kapsamında icraya elverişli bir eserin varlığı,
- Oyuncunun sinema eserini icra etmesi,
- Oyuncunun eser üzerindeki bağlantılı mali haklarını veya bunların kullanım yetkilerini yapımcıya devretmesi ve,
- Yapımcının oyuncuya ücret ödemesidir.
C. ŞEKLİ
Oyuncu sözleşmesi, oyuncunun edimlerinden olan sinema eserinde kendisine verilen rolü senaryoya uygun bir şekilde icra etmesi ve bu icra üzerindeki komşu haklarını (bağlantılı mali hakları) yapımcıya devretmeyi yüklendiği bir sözleşme olduğundan hem iş görme hem de temlik borcu doğuran bir sözleşme olarak değerlendirilmektedir.
Komşu hakların devrine ilişkin FSEK’te detaylı bir düzenleme yer almayıp, bu durumun atıf yoluyla çözülmesi hedeflenmektedir. Bu sebeple, komşu hakların devrinde FSEK genel hükümleri uygulanacaktır. FSEK madde 52 uyarınca komşu hakların devri açısından nitelikli adi yazılı şekil şartı geçerlidir. Devredilen komşu haklar sözleşmede ayrı bir şekilde, tek tek belirtilmeli ve söz konusu sözleşme yazılı şekilde yapılmalıdır.
D. HUKUKİ NİTELİĞİ
Oyuncu sözleşmesi, TBK’da veya diğer kanunlarda düzenlenmediği için isimsiz sözleşmeler arasında değerlendirilmektedir. Sektörde de birçok probleme yol açan oyuncu sözleşmelerinin tamamını tek tip bir sözleşme olarak ele almak yanlış bir yaklaşım olacaktır. Bu sebeple, bu tür bir sözleşme ilişkisinde tarafların iradeleri sonucunda sözleşmeye eklediği hükümler, yapılacak işin niteliği gibi koşullar göz önüne alınarak her somut olay nezdinde ayrı bir şekilde değerlendirilmelidir.
Her bir sözleşmenin özellikleri ayrı ayrı ele alınıp, somut olaya göre incelenmesi gerekmekle birlikte oyuncu sözleşmelerin hukuki niteliği konusunda doktrinde yer alan görüşler kısaca şu şekildedir:
i. Eser Sözleşmesi Görüşü
Eser sözleşmesinin unsurları eserin bağımsız bir çalışma sonucu meydana gelmesi ve bunun karşılığında bir ücret ödenmesidir. Bu kapsamda, oyuncuların icrasını bağımsız olarak yerine getirmeleri ve oyuncuların zamana değil de sonuca bağlı faaliyet göstermeleri sebebiyle eser sözleşmesi olarak değerlendirilmektedir. Yargıtay tarafından verilen birçok kararda oyuncu sözleşmesinin eser sözleşmesi niteliği taşıdığı kabul edilmektedir.
ii. İş Sözleşmesi Görüşü
İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesinin unsurları, ücret, iş görme (emek) ve bağımlılıktır. İş sözleşmesini eser ve vekâlet sözleşmelerinden ayırt eden en önemli kıstas ise bağımlılık unsurudur.
Bu görüş iş sözleşmesinin bağımlılık unsurunu oyuncu sözleşmelerinin de taşıdığını savunmaktadır. Oyuncuların kendi yaratıcılıklarını ortaya koyarak ve özgün bir şekilde söz konusu işi icra etmelerine karşılık oyuncuların bu süreçte tamamen bağımsız olarak hareket etmedikleri de savunulmaktadır. Oyuncuların icrasını bağımsız olarak yerine getirmeleri değerlendirmesinin sektörün olağan akışına uymadığı ve bu şekilde bir çalışmanın, eser sözleşmesinde yer alan bağımsız çalışma unsurunu tam olarak karşılamadığı için bu tür sözleşmelerin iş sözleşmesi olduğu değerlendirilmektedir. Oyuncu sözleşmesinin iş sözleşmesi olarak kabul edildiği Yargıtay kararları da bulunmaktadır.
Oyuncunun sözleşme kapsamındaki edimlerinden olan iş görme sonuç taahhüt eden bir iş görme olsa da bağlantılı mali hakların (komşu) devrine ilişkin edimi, sözleşmenin tipik bir eser sözleşmesi gibi değerlendirilmesini engellediği kanaatindeyiz. Ayrıca, uygulamada bazı oyuncular tamamen yapımcıya bağımlı olarak eserleri icra etmektedirler. Bu nedenle, oyuncu sözleşmelerini karma sözleşme olarak nitelendirerek, her somut olayda oyuncu ile yapımcı arasındaki ilişki irdelenerek oyuncu sözleşmesinin hukuki niteliği değerlendirilmelidir.
Yazarlar: Hatice Ekici Tağa, Öykü Su Sabancı