Buluşların yasal olarak korunması, sağladığı haklar nedeniyle buluş sahipleri için her daim önemli olmuştur. İşverenin buluş yapılmasına imkan ve yatırım sağlayarak katkıda bulunmuş olmasını dikkate alan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“Kanun”), buluş sahibinin işverenine ise, belirli koşullar altında çeşitli haklar tanımaktadır.
Çalışan buluşlarından doğan hak, yükümlülük ve uyuşmazlıkları düzenleyen mevzuatı Kanun ve Çalışan Buluşlarına, Yükseköğretim Kurumlarında Gerçekleştirilen Buluşlara ve Kamu Destekli Projelerde Ortaya Çıkan Buluşlara Dair Yönetmelik oluşturmaktadır. Kanun’a göre çalışan (i) özel hukuk sözleşmesi veya benzeri bir hukuki ilişki gereğince, başkasının hizmetinde olan ve (ii) bu hizmet ilişkisini işverenin gösterdiği belli bir işle ilgili olarak kişisel bir bağımlılık içinde ona karşı yerine getirmekle yükümlü olan kişilerdir.
Çalışan buluşları Kanun’da “hizmet buluşu” ve “serbest buluş” olmak üzere iki temel kategoride düzenlemektedir. Kanun özel bir tanım sağlamadığı serbest buluşları “hizmet buluşu dışındaki buluşlar” olarak ifade ederken, hizmet buluşlarını “çalışanın, bir işletme veya kamu idaresinde yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği ya da büyük ölçüde işletme veya kamu idaresinin deneyim ve çalışmalarına dayanarak, iş ilişkisi sırasında yaptığı buluş” olarak tanımlamaktadır.
Her iki çalışan buluşu türü için de ortaya çıkan buluşun haklarının kimde olduğunun belirlenmesi önem arz etmektedir.
Hizmet Buluşlarında Haklar
Kanun’a göre çalışan, bir hizmet buluşu yaptığında, bunu gecikmeden işverenine bildirmekle yükümlüdür ve işveren, buluş üzerinde tam veya kısmi hak talebinde bulunabilir. Ancak böyle bir hak talebi için bazı koşullar bulunmaktadır.
Çalışanın buluşu üzerinde hak talep edebilmesi için işverenin, çalışanın bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren dört ay içinde yazılı olarak çalışanına bildirimde bulunması gerekmektedir. İşveren bu süre içinde çalışana bildirimde bulunmazsa veya işveren herhangi bir hak talebinde bulunmadığını çalışana bildirirse, hizmet buluşu serbest buluş niteliği kazanır.
İşveren çalışanın buluşu üzerinde tam hak iddia ediyorsa, bildirimin çalışana ulaşması ile buluş üzerindeki bütün haklar işverene geçmiş olur. Bu durumda çalışan, buluşun kullanımı için makul bir bedelin kendisine ödenmesini isteyebilir.
İşverenin çalışanın buluşu üzerinde kısmi hak talep etmesi halinde ise çalışan buluşu yine serbest buluş niteliği kazanır, ancak tam hak talep edilen duruma benzer şekilde, çalışanın kısmi haklar kapsamında buluşun kullanımı için işverenden makul bedel talep etme hakkı bulunmaktadır.
Serbest Buluşlarda Haklar
Kanun uyarınca iş ilişkisi içerisindeyken serbest bir buluş yapan çalışan, durumu işverene derhal bildirmekle yükümlüdür. Kanun işverene, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde yazılı bir bildirim yoluyla buluşun serbest bir buluş olmadığına ilişkin itiraz etme hakkı tanımaktadır. Çalışanın açıkça işverenin faaliyet alanı dışında kalan bir serbest buluş yapması halinde, çalışanın bildirim yükümlülüğü ortadan kalkmaktadır.
Bununla birlikte, eğer serbest buluş, işletmenin faaliyet alanına girmekteyse veya işletme söz konusu buluşun ilgili olduğu alanda faaliyette bulunmak için ciddi hazırlıklar içindeyse çalışan, iş ilişkisi devam ederken buluşu değerlendirmeye başlamadan önce işverene, tam hak tanımaksızın uygun şartlar altında buluştan yararlanma imkânı vermek için teklifte bulunmakla yükümlüdür. İşveren bu teklifi aldığı tarihten itibaren üç ay içinde cevap vermezse öncelik hakkını kaybeder. İşveren teklifi kabul eder fakat öne sürülen şartları kabul etmezse, bir başka ifadeyle, taraflar hak sahipliği konusunda anlaşamazlarsa, hak sahipliği mahkeme tarafından belirlenir.
Özetle, bir çalışan buluşunun niteliği, buluş üzerindeki hakların kime ait olduğunu belirlemek bakımından oldukça önemlidir. Niteliğin belirlenmesinin ardından çalışan ve işveren, Kanun’da düzenlenen yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde buluş üzerindeki haklarını kaybedebilirler.
Yazarlar: Hatice Ekici Tağa, Ebru Gümüş Karasu, Göksu Tuğrul