Karanlık Ticari Tasarımlar (“karanlık tasarımlar”) tüketicilerin davranışlarını ve tercihlerini etkilemek için işletmecilerin ve reklamcıların kullandığı aldatıcı ve manipülatif taktikleri ifade eder. Bu taktikler, genellikle bireylerin psikolojik hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak duygusal tepkilerini yönlendirmekte ve normal şartlarda almayacakları kararları almaları için üzerlerinde baskı oluşturmaktadır. Net bir hukuki tanımı yapılmamış olsa da karanlık tasarımlar, ticari hayatta şeffaflık ilkesini zayıflatan, etik olmayan uygulamalar olarak kabul edilmektedir ve temel amacı tüketicinin iradesi üzerinde etki oluşturmaktır.

Karanlık tasarımların esas unsurları manipülasyon, aldatma ve özgür iradeye baskı yapılmasıdır. Bu unsurlar farklı şekillerde ortaya çıkabilmektedir; ancak temel amaçları tüketiciler üzerinde üstünlük kurmaktır. Örneğin, çevrimiçi satıcılar sıklıkla satış sırasında geri sayım kullanarak aciliyet hissi yaratmaktadır ve dürtüsel alışverişi teşvik etmektedir. Bu taktik, tüketicilerin bilinçli karar verebilmek için zamanlarını etkili kullanmalarını zorlaştırmaktadır, bu da indirimleri kaçırmamak için acele bir şekilde alışveriş yapmalarına yol açmaktadır. Ayrıca bazı hizmet sağlayıcılar, aboneliklerin iptali sırasında üzücü görseller göstermek gibi duygusal taktikler kullanmakta ve iptal süreçlerini zorlaştırmaktadır. Bunlara ek olarak, bazı örneklerde ise kişilerin hayvanlara, çocuklara veya çevreye olan hassasiyetlerini öğrenebilmek için kullanıcı verileri analiz edilmektedir ve bu hassasiyetler kullanılarak kararlarının etkilenmesi amaçlanmaktadır.

Karanlık tasarımlar, bireylerin kararlarını özgür iradelerine aykırı bir şekilde etkilediği ve menfaatlerine aykırı hareket etmeleri için insan psikolojisini kullandığı için yargısal alanda etik dışı ve yasa dışı kabul edilmektedir. Ayrıca, karanlık tasarımlar agresif ve yanıltıcı doğaları nedeniyle işletmeler bakımından uzun vadede müşteri kaybına yol açabilmekte ve olumsuz müşteri deneyimi yaratabilmektedir.

Tüketici tarafında, karanlık tasarımlarla ilgili artan endişelere yanıt olarak, ticari uygulamaların adil bir şekilde yürütülmesini sağlamak ve tüketicilerin özgür iradeleri dışında yönlendirilmelerini önlemek için çeşitli yasalar ve düzenlemeler yürürlüğe konmuştur. Avrupa Birliği’nde, Dijital Hizmetler Kanunu (Digital Service Act), Haksız Ticari Uygulamalar Direktifi (Unfair Commercial Practices Directive) ve veri koruma düzenlemeleri, veri işleme ve pazarlama taktiklerine ilişkin kural ve ilkeleri belirleyen temel mevzuatlardır. Haksız Ticari Uygulamalar Direktifi, karanlık tasarımlar da dahil olmak üzere, bir sözleşmenin imzalanmasından önce, imzalanması sırasında ve sonrasında tüketicilerin ekonomik menfaatlerini etkileyen haksız ticari uygulamaları yasaklamaktadır. Ayrıca, Genel Veri Koruma Yönetmeliği (General Data Protection Regulation) ve direktifleri gibi veri koruma mevzuatları, kişisel verilerin işlenmesini, çerezler veya pazarlama iletişimleri için onay alınmasını düzenlemektedir. Öte yandan, Dijital Hizmetler Kanunu, karanlık tasarımlar da dahil olmak üzere, kullanıcıları zorlayarak veya özgür iradelerini etkileyerek tüketiciler üzerinde sonuçlar doğurabilecek yanıltıcı ve aldatıcı yöntemleri yasaklamaktadır.

Türkiye’de de haksız ticari uygulamalar, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği (“Yönetmelik“) ile kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir. 1 Şubat 2023 tarihinde, Yönetmelik, tüketicileri etkileyebilecek yanıltıcı faaliyetleri ve haksız uygulamaları belirleyecek ve bu uygulamalara örnekler verecek şekilde değiştirilmiştir. Özellikle Yönetmelik, bu değişiklikle birlikte, “internet ortamında bir mal veya hizmete ilişkin yönlendirici ara yüz tasarımları, seçenekler ya da ifadeler gibi araçlarla tüketicilerin karar verme veya seçim yapma iradesini olumsuz etkileyen ya da normal şartlar altında vereceği kararda satıcı veya sağlayıcı lehine değişikliklere yol açmayı hedefleyen yöntemler kullanmak” olarak tanımladığı karanlık tasarımları açıkça yasaklamıştır.

Buna ek olarak, 10 Ağustos 2023 tarihinde Ticaret Bakanlığı, Reklam Kurulu’nun (“Kurul“) dijital ortamlarda tüketicilerin karar verme veya seçim yapma iradesini olumsuz etkilemeye yönelik önceden seçili opsiyonların tüketicilere sunulması, tüketicileri belirli tercihlere yönlendirmek için diğer seçeneklerin zorlaştırılması gibi uygulamalarda bulunan firmalar hakkında bir soruşturma yürüttüğünü ve sonuç olarak ilgili şirketlere yaptırım uygulandığını belirten bir duyuru yayınlamıştır.

08 Ağustos 2023 tarihli 336 Sayılı Kurul toplantısında alınan kararlara göre yaptırıma tabi tutulan karanlık tasarım uygulamaları aşağıdaki gibidir:

  1. Maç ve etkinlik biletleri satan bir firmanın fiyatları oldukça yüksek gösterdiği ve hatta var olmayan etkinlikler için bilet sattığı tespit edilmiştir. Ayrıca, internet sitesinden bilet alım aşamasında, birçok sayıda tüketicinin/kullanıcının da biletleri satın almaya çalıştığı yönünde bildirimlerde bulunulduğu tespit edilmiştir. Kurul bu uygulamaları, bir mal veya hizmete ilişkin yönlendirici nitelikteki ara yüz tasarımları, seçenekler ya da ifadeler gibi araçlar kullanılarak, tüketicilerin karar verme veya seçim yapma iradesini olumsuz etkileyen ya da normal şartlar altında vereceği kararda satıcı veya sağlayıcı lehine değişikliklere yol açmayı hedefleyen yöntemlerden dolayı haksız ticari uygulamalar olarak değerlendirmiştir.
  2. Bir platformda, müşterilerin rızası olmadan, yıllık abonelik ücretlerinde %43 indirim sunan bir seçeneğin varsayılan olarak önceden işaretlenmiş olduğu tespit edilmiştir. Kurul, bu uygulamanın tüketicileri normal şartlar altında taraf olmayacakları bir sözleşmeye taraf olmaya ve platforma uzun süreli abone olmaya zorlamaya yol açtığına karar vermiştir.
  3. Bir bilgisayar yazılım şirketi, hizmetlerinin güncellenmiş bir versiyonunun reklamını yapmıştır. Ancak, ‘bu versiyonu koru’ düğmesinin ekranda göze çarpmayan bir köşeye yerleştirildiği, görsel olarak küçük ve fark edilmesinin zor olduğu gözlemlenmiştir. Bu durumun, tüketicilerin bilgisayarlarının işletim sistemini yükseltmeden var olan versiyonu kullanmaya devam etmelerinin güçleştirilmesiyle normal şartlar altında taraf olmayacakları bir sözleşmeye taraf olmaya ve işletim sistemini güncelleştirmeye zorlanmasına yol açtığına karar vermiştir.

Günümüzün dijital çağında, karanlık modeller önemli bir endişe kaynağı haline gelmiş, bu da ulusal ve uluslararası yetkilileri koruyucu önlemler almaya teşvik etmiştir. Dijital Hizmetler Kanunu gibi girişimler, etik ve şeffaf uygulamaların sürdürülmesini amaçlayan çok sayıda yasa ve yönetmeliğin yalnızca bir örneğidir. Kurul kararlarının da gösterdiği üzere, Türkiye de bu tür mekanizmaları aktif bir şekilde geliştirmektedir. Bu bağlamda, yakın gelecekte, Kurul soruşturmalarının sayısının ve Kurul tarafından uygulanan yaptırımların sayısında artış gözlemlenmesi beklenmektedir.

 

Yazarlar: Hatice Ekici Tağa, Sümeyye Uçar, Bensu Özdemir, Göksu Tuğrul